Gurbetten Nazım Denemeleri I – Tutulamayanlar

_DSC7655 copy (1)

Efenim, izninizle ironik-romantik gurbet şairi Bünyamin İ. Şenol’un hiç basılmamış, hatta hiç okunmamış şiirlerini zaman zaman bu değerli ama suskun bloğumuzda paylaşmak niyetindeyim. Rivayet odur ki, Bünyamin İ. Şenol beyfendi bu ve benzeri gereksiz, sebepsiz şiirlerini zaman zaman domuz salamı ve halis Anadolu rakısı eşliğinde, çoğu zaman ise single malt İskoç viskisini yudumlayarak, daha ziyade sabaha doğru, safi can sıkıntısından yazmıştır. Gurbetin yalnızlık ve karanlıkla damat halayı çektiği o cenabet, sükunlu saatlerde ruhunun gaza geldiği, uzaklara kısık gözlerle bakarak bir “fuck this shit” diye hayıflanıp, bir ağlak sanat müziği mırıldandığı da söylenmektedir. Hoca Aziz Nesin’in “bizde her üç kişiden dördü şairdir” ata sözüne hürmeten, ve dahi nazire yaparcasına, o buz gibi vakitlerde şiirlerini önce meşinden kalbine, sonra da bilgisayarına nakşetmiştir.

Bu şiirde Şenol, sevgili Oğuz Atay’ın edebiyat tarihine geçmiş insanlık tarifini ayrıntılı analiz etmiş, yazılanı görmüş ve arttırmıştır. Pek de haklı olmayan bir biçimde “tutunamayanlar” olarak kategorize edilerek bir nevi başarısızlık atfedilen bu değerli insan grubuna iade-i itibar etmek isteyen şair, adeta asıl ‘başarısızlığın’ toplumsal düzlemde yaşandığının altını çizmektedir. Bünyamin İ. Şenol, mevzubahis eylemin ‘tutunamamak’ değil, aslında ‘tutulamamak’ olduğunu hepimize hatırlatmaktadır.

Gönül kulağımızla dinleyelim:

Tutulamayanlar

Envai kitaptan öğrenip,
Lüzumsuz şeyleri bileniz
Zır delice ağlayıp,
Abdal gibi kendine güleniz
Sayımız sıçanlardan epey az,
Koala ayılarından fazladır
Işıklı mutlu sabahlarda,
Elini yüzünü gözyaşında sileniz

Bizsiz de döner yanan dünya,
Güneş bize zaten umarsız
Isıtmaz çelimsiz kıkırdaklarımızı
Uzamaz gölgemiz tıkır saat düzeninde
Kara kalem desenleriz, renkli film evreninde
Kimse sevmez kuru etimizi,
Can suyumuz acıdır

Kokmazbulaşmazlar derler sürgün boyumuza
Bereketsiz el,
Cenabettir dil
Küfreder baht soyumuza
Yokluğumuzda bizi kimse özlemez,
Hayaletiz varlığımızda
Bir grup işe yaramaz mahluk-u keriz
Her işe gönülsüz,
Hep gönülden işsiz
Çürük nefesimiz bulutları hüzne boyar 
Oyunumuz saklambaç
Pişmanlıklarla tek kale maç
Beşikten mezara peri masallarına aç
Üç hicaz havadadır bir buçuk aklımız
Sofralarda bize aş verilmez,
Aşk kırıntılarını yerlerden toplarız

Hayır bilmez lakin hayırseverler
Onlar ki sezerler, her birşeyin en doğrusunu
İlla çekecek saklandığımız kuyudan
Tenha sığınağımızdan zoraki koparacak
İnsan içine çıkmalı,
Bir işin ucundan tutmalı
İsteksiz uzatırız narin kollarımızı
Sevgiyle başlayacakmış yeni hayatımız
Oysa yalnızlıktır yegane muradımız

Kavrasalar da sımsıkı bileklerimizden
Kayar elleri ağlayan bedenimizden
İlacımız terimiz,
Lanetimiz hediyemiz
Tutulamayanlarız biz
Keder kaderimiz

Bünyamin İ. Şenol, 2019, güzün

Gurbetten Nazım Denemeleri I – Tutulamayanlar” üzerine bir yorum

  1. Vakkas kinyas adlı kullanıcının avatarı

    Cok yogun hislerle okudum. O kadar yogun ki okurken uyumusum. Gelecek vadeden kaleminize saglik. Sabaha dogru genelde bir taraftan zaril zaril osurup diger taraftan 17-18. ruyasini goren sevgili halkimizin gurbet ve sila acisina merhem olmussunuz. Yaziniz ve okutunuz. Sevgiyle.

    Beğen

Yorum bırakın